Aslında son zamanlarda kahramanlarımız diye nitelendirdiğimiz bir gruptan bahsedeceğiz.
Biraz geç bahsetmek, ne kadar önemli olduklarını geç anlamamamız kadar üzücü bizim için (!)
Türkiye iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığı bu günlerde (ilki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem) Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı.
Ve bizler arama kurtarma çalışmalarının önemini bu süreçte çok acı deneyimledik.
Ülkemizde olan Afad gibi, başka ülkelerden de fazlaca arama kurtarma ekipleri yardımımıza koştu. (Romanya, Moldova, Hollanda, Almanya, Meksika, Portekiz, Malta, Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Estonya, Litvanya, Belarus, Rusya, İsveç, KKTC, Hırvatistan, Kosova, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Macaristan, Çekya, İzlanda)
Hepsinin de yanında, keskin koku güçlerine sahip burunlarıyla patili dostlarımız vardı.
Peki biraz onları tanıyalım mı?
Herşeyden önce; Köpekgiller (Canidae) familyasına mensup; görünüş ve büyüklükleri farklı 400’den fazla ırkı olan, etçil, memeli bir hayvandır. Bozkurdun alt türlerinden biri olan köpek; tilki ve çakallarla da akrabadır.Dünyada ki yüzlerce köpek ırkı, çok çeşitli ve biçime sahiptir.
Köpekler 39 çift kromozoma sahiptir. Tıpkı insanlardaki 23 çift kromozom gibi, köpeklerin de her biri kromozom çifti anneden ve babadan gelen birer kromozomdan oluşur.
Köpekler de insanlar gibi beş duyuya sahiptir. Bunlardan en gelişmişi tabi ki koku alma duyusudur.
Köpeklerin burun boşluğunda bizimkinden daha fazla olan, 100 milyondan fazla duyu reseptör bölgesi vardır, bu da insandaki 6 milyona kıyasla daha fazladır, köpek beyninin kokuları analiz etmeye ayrılan alanı, insan beyninin karşılaştırılabilir kısmından yaklaşık 40 kat daha büyüktür.
Aslında, köpeklerin insanlardan 1.000 ila 10.000 kat daha iyi koku alabileceği tahmin ediliyor.
Peki arama-kurtarma köpekleri insan hayatına nasıl girdi?
2. Dünya savaşında Almanlar tarafından hava bombardımanına maruz kalan Londra’da, evcil köpekler enkazlarda sahiplerini aramış, bulduklarında havlamaya başlamışlar. Böylelikle köpekler afetlerde ve olağan üstü durumlarda kullanılmak üzere hayatımıza girmişlerdir.
Alman, Avusturyalı ve İsviçreli yardım organizasyonları tarafından 1991 tarihinde UN-INSARAG (Uluslararası Arama-Kurtarma Gurubu) kurulmuştur. INSARAG’a paralel olarak IRO (uluslararası AramaKurtarma köpekleri organizasyonu) kurulmuştur. IRO ile arama kurtarma köpeklerinin eğitim ve sınavlarının standartlaşması sağlanmıştır. 40 ülkeden 118 kuruluş IRO üyesi mevcut ama IRO ‘ya üye olma zorunluluğu yoktur.
Türkiye’de bu görev AFAD tarafından yerine getirilir.
Arama kurtarma ekiplerinin olmazsa olmaz üyesi bu dostlarımız ekibe nasıl katılıyor dersiniz?
Tüm SAR köpekleri koku alma duyularına bağlı olsalar da, ya hava kokulu ya da takip eden köpekler olarak 2’ye ayrılmakta.
Hava kokulu köpekler; kokuların geldiği yeri bulana kadar dağınık veya rüzgar kaynaklı aromaları takip eder. Kokunun kaynağını bulduklarında, bu SAR köpekleri havlayarak bakıcılarını çağırırlar.
Şaşırtıcı bir şekilde, optimum koşulların altında olmasına rağmen, bu yetenekli köpekler, birkaç bloktan 150 dönümlük alana kadar değişen bir arama alanını kapsayabilir ve 300 mt uzakta bir koku kaynağını tespit edebildiği bilinmektedir.
Hava kokulu SAR köpekleri genellikle Border Collie, Alman Çoban köpeği, Golden Retriever, Springer Spaniels veya Labrador Retriever gibi çoban veya spor yapan ırklardır.
Takip eden köpekler; yeryüzünde ve bitkilerde kayıp bir kişinin geride bıraktığı belirli bir kokuyu takip eder. Kokuya o kadar odaklanırlar ki, dönüşleri doğru bir şekilde haritalayabilirler ve hatta kaybolan kişinin aldığı "çift geri dönüşleri" bile yapabilirler. Takip eden köpeklerin ayırt edici burunları, diğer insan kokularını ortadan kaldırabilir ve başarılı kurtarma görevlerinin önemli bir yönü olan "günün kokusuna" odaklanabilir.
Örneğin; Bloodhounds.
SAR (search and rescue) köpeği olmak için hangi eğitim gereklidir?
Tabiki iyi bir burun yeterli değildir. Yetkin bir SAR köpeği, temel itaat becerilerinden başlayarak çok sayıda eğitime ihtiyaç duyar. Daha sonra SAR köpekleri, takipçilerini nasıl izleyeceklerini, sinyal vermeyi ve stresli durumlarda uygun şekilde davranmayı öğrenirler.
Ayırca, görevlilerinin de eğitime ihtiyacı vardır. İşleyiciler genellikle kolluk kuvvetleri, itfaiye ve acil durum müdahale uzmanları olarak eğitilir.
Yavru köpekler eğitime 8-10 haftalıkken başlar ve 1 veya 2 yaşlarında işe başlarlar. İş fiziksel olarak zorlu olduğundan, SAR köpekleri genellikle 5-10 yaşlarında emekli olurlar. Bu çalışkan patili dostlarımız, sonrasında genellikle bakıcılarıyla kalır ve çok hak ettikleri bir emekliliğin tadını çıkarırlar.
Bloğu bitirmeden önce es geçmememiz gereken önemli konumuza gelelim!
Minnet borcumuz olan Proteo!
Türkiye’de ki afette enkaz altında kalanları kurtarmak için seferber olan ülkelerden biri olan Meksika, ekip üyesini kaybetti.
Meksikalı arama kurtarma ekibinden köpek dostumuz Proteo, yaşamını yitirdi.