Arama Sonuçları

Köpeğinizle güçlü bir bağ kurmak, sahiplenen kişi için hem mutluluk verici hem de köpeğin sağlığı ve refahı için önemlidir. İşte köpeğinizle bağlarınızı güçlendirmenize yardımcı olabilecek bazı ipuçları: Zaman Ayırın: Köpeğinizle geçirdiğiniz zaman, aranızdaki bağı güçlendirmenin temelidir. Yürüyüşlere çıkın, oyunlar oynayın ve sevgi dolu dokunuşlarla onunla etkileşimde bulunun. Bu, köpeğinizin size olan güvenini artırır. Eğitim ve Oyunlar: Köpeğinize temel itaat eğitimi vermek, onunla iletişim kurmanın etkili bir yoludur. Oyunlar aracılığıyla da eğlenceli bir şekilde bağ kurabilirsiniz. Örneğin, oyuncaklarla oynayarak ya da zeka oyunlarıyla onun zihinsel yeteneklerini geliştirebilirsiniz. Doğal Çevreyi Keşfedin: Köpeğinizin doğal çevresini keşfetmek, onun doğasına daha iyi uymanıza yardımcı olabilir. Onunla birlikte ormanlık alanlarda veya sahil bölgelerinde zaman geçirerek, birlikte yeni deneyimler yaşayabilir ve bu sıradışı ortamlar onun ilgisini çekebilir. İşbirliği ve Ödüllendirme: Köpeğinizle işbirliği yaparak ona yeni şeyler öğretmek, aranızdaki bağı güçlendirebilir. Başarılarına ödüller eklemek, olumlu davranışları teşvik eder. Ancak, ödüllendirme dengeli olmalıdır. İlgilenin ve Gözlemleyin: Köpeğinizin ihtiyaçlarını anlamak için onunla zaman geçirin. Davranışlarını ve tepkilerini gözlemleyerek, onun ne tür etkileşimlere ihtiyaç duyduğunu daha iyi anlayabilirsiniz. Rutin Oluşturun: Köpeğiniz için bir rutin oluşturmak, onun için güvenli bir çevre sağlar. Yemek saatleri, yürüyüşler ve oyun zamanları gibi belirli bir düzen, köpeğinizin sakin ve mutlu olmasına yardımcı olabilir. Fiziksel Temas: Köpeğinizle fiziksel temas kurmak, aranızdaki bağı güçlendirebilir. Sevgi dolu okşamalar, tımar etme ve oyunlar sırasında ona dokunmak, güven ve bağ kurmanın bir yoludur. Güven Oluşturun: Köpeğinizin size güven duyması, sağlıklı bir bağın temelidir. Daima tutarlı olun, söz verdiğiniz şeyleri yerine getirin ve köpeğinizin güvenliğini sağlamak için çaba gösterin. Ona Masaj Yapın: Köpeğinize masaj yaparak hem onunla fiziksel temasınızı artırabilir hem de sakinleşmesine yardımcı olabilirsiniz. En az bizler kadar onlarında kaslarının gevşemeye ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız. Sizin, onun vücudunda ölçülü sıkma hareketlerinizle aranızda ki güven bağınıda desteklemiş olacaksınız. Veteriner Kontrolleri: Köpeğinizin sağlığına düzenli olarak dikkat etmek, ona olan bağınızı güçlendirebilir. Rutin veteriner kontrolleri ve gerekirse tedavi, onun sağlığını korumanıza yardımcı olacaktır. Bu ipuçları, köpeğinizle sağlıklı bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Her köpek bireyseldir, bu nedenle onun ihtiyaçlarına özel olarak odaklanmak önemlidir. Unutmayın ki sabır, sevgi ve tutarlılık, köpeğinizle sağlıklı bir bağ oluşturmanın anahtarlarıdır.

Evcil hayvanlarla insanlar arasındaki duygusal bağlar,  özellikle köpeklerle daha derin ve anlamlı olabilir. Bu konuda yazılmış pek çok makale, köpeklerle insanlar arasındaki bağın gücünü ve etkileyici yönlerini ele almaktadır. Bu bağın oluşumu, köpeklerin insanlar üzerindeki duygusal ve psikolojik etkileri, köpek sahiplerinin hayatlarına olan olumlu katkıları gibi konular genellikle incelenmektedir. Köpeklerin insanlarla kurduğu duygusal bağın temelinde birçok faktör yer alır. Bu faktörler arasında köpeklerin sadakati, sevgisi, duyarlılığı ve insanların da köpeklere karşı duydukları sevgi ve ilgi büyük rol oynar. Köpekler, sahiplerine olan bağlılıklarıyla, duygusal ihtiyaçlarına cevap veren, destekleyen ve insanların hayatlarına anlam katan önemli bir rol oynarlar. Gelin bu bağı detaylı inceleyelim. Bağlanma ve Sosyal İletişim: Köpekler, sahipleriyle yoğun bir duygusal bağ geliştirirler. Onlar, insanların duygusal tepkilerine karşı hassas olabilirler. Sahipleri neşeli, üzgün ya da endişeli olduğunda, köpekler de bu duruma tepki verebilir ve sahiplerinin ruh halini anlamaya çalışabilirler. Empati ve Duygusal Destek: Köpekler, sahiplerinin duygusal desteğe ihtiyaç duyduğu durumlarda önemli bir rol oynarlar. Özellikle stresli veya zor zamanlarda, köpeklerin yanında olmak, insanların duygusal olarak rahatlamasına yardımcı olabilir. Bir köpeğin sadece yanınızda olduğunu hissetmek bile insanın endişesini azaltabilir. Bağlılık ve Güven: Köpekler, sahiplerine karşı derin bir bağlılık ve güven duygusu geliştirirler. Sahiplerine karşı sadık olma eğilimi gösterirler ve sahiplerinin yanında olmak için her zaman hazır olabilirler. Rutin ve Sorumluluk: Köpek sahipleri, evcil hayvanları için rutin bakım sağlamak durumundadırlar. Bu günlük bakım ve aktiviteler, köpek sahiplerinin sorumluluk duygusunu güçlendirir ve rutin oluşturur. Bu, sahiplerin köpekleriyle olan bağlarını daha da güçlendirebilir. Eğitim ve İletişim: Köpeklerle iletişim kurmak ve onları eğitmek, sahiplerle köpekler arasında özel bir bağ oluşturabilir. Pozitif eğitim yöntemleri kullanmak, köpeklerin sahiplerine olan güvenini artırabilir ve aralarındaki iletişimi geliştirebilir. Karşılıklı Aktiviteler: Köpek sahipleri, köpekleriyle vakit geçirmenin ve ortak aktiviteler yapmanın tadını çıkarabilirler. Yürüyüşe çıkmak, oyun oynamak, egzersiz yapmak veya yeni yerler keşfetmek gibi aktiviteler, sahiplerin köpekleriyle bağlarını güçlendirebilir. Yaşam Kalitesi ve Sağlık: Köpeklerin varlığı, insanların yaşam kalitesini artırabilir ve onların psikolojik sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Araştırmalar, köpek sahiplerinin stres seviyelerinin düştüğünü, ruh halinin iyileştiğini ve hatta fiziksel sağlıklarının iyileşebileceğini göstermektedir. Bu unsurlar, köpeklerle insanlar arasındaki derin duygusal bağı anlamak için önemli noktaları içerir. Bu bağlar, karşılıklı sevgi, anlayış ve iletişim temelinde şekillenir ve insanların köpekleriyle olan ilişkilerini derinleştirir. Bu ilişkiler, sahiplerin hayatlarına anlam katar ve duygusal anlamda zenginleştirir. Öyleyse, hayatınızdan ve yüreğinizden pati izi hiç eksik olmasın diyebiliriz.

Nasırlaşma; patinin aşırı sürtünme, sert yüzeylerle temas veya yaraların iyileşmesi sonucu oluşan kalınlaşmış bir deri tabakasıdır. Bu durum genellikle köpeğin sık sık sert zeminlerde yürümesi veya aktif bir yaşam tarzına sahip olmasıyla ilişkilidir. Pati nasırlaşması, köpeğin rahatsızlık duymasına ve hatta yaraların oluşmasına neden olabilir. Pati nasırlaşmasını önlemenin bazı yolları şunlar olabilir: Düzenli Bakım: Köpeğinizin patilerini düzenli olarak kontrol edin ve temizleyin. Alkol bazlı olmayan ıslak mendiller kullanabilirsiniz ya da yürüyüşlerden sonra patilerini nazikçe yıkayabilirsiniz. Böylelikle patiler toprak veya kirden arınmış olacak. Nemlendirici Kullanımı: Özel olarak formüle edilmiş köpek pati nemlendiricileri kullanarak patilerin nem dengesini koruyun. Bunu yapmak, çatlamış veya kurumuş deriyi onarır ya da oluşmasını engeller. Yumuşak Yüzeyler: Köpeğinizin çoğunlukla sert zeminlerde yürümesini önlemek için mümkünse yumuşak yüzeylerde yürüyüş yapmasını sağlayın. Günlük yürüyüşlerinizde çimenli alanlar veya köpek parkları gibi daha yumuşak olan zeminler tercih edilebilirsiniz. Koruyucu Ayakkabılar: Köpeklere özel pati koruyucu ayakkabılar kullanarak patilerini sert yüzeylerden koruyabilirsiniz. Bu, dışarıda uzun süreler geçirdiklerinde patilerini korumak için etkili olabilir. Yaşadığınız bölge de park gibi köpeklerinize elverişli alanlar yok ise pati ayakkabısı doğru bir tercih olacaktır. Düzenli Veteriner Kontrolleri: Köpeğinizin pati sağlığını düzenli olarak veteriner hekim gözetiminde kontrol ettirin. Veterineriniz, pati sağlığı konusunda size önerilerde bulunabilir. Yukarıdaki önlemler, köpeğinizin pati nasırlaşmasını azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak, şiddetli durumlarda veya sürekli sorunlar yaşanıyorsa bir veteriner hekime danışmak önemlidir. Veteriner, özel duruma ve köpeğinizin sağlık durumuna uygun tedavi veya önerilerde bulunabilir. Unutmayın, her köpeğin pati yapısı farklıdır, bu nedenle köpeğinizin ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına uygun önlemleri almak tüylü dostunuzun konforu kadar sizin içinde önemlidir.

Hayvan Sevgisi ile Anlam Bulan Cumhuriyet Bayramı'na Tüylü Bir Bakış 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu değil, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün bize kattığı tüm değerlerin, yanında hayvan sevgisini ve bu sevginin Cumhuriyet'in temel taşlarından biri olduğunu hatırlatan bir gün olsun istiyoruz. Atatürk ve Hayvan Sevgisi: Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk milletinin lideri değil, aynı zamanda büyük bir hayvanseverdi. Atamız, hayvanlara duyduğu sevgi ve saygı ile tanınır. Birçok anekdot ve fotoğraf, onun köpekleri ve diğer hayvanlarla olan ilişkisini gösterir. Atatürk, hayvanlara iyi davranmanın ve onların haklarını korumanın insanlık değerleri olduğuna inanıyordu. Bunun semboli aslında hepimizin bildiği Atamızın köpeği Foks'tur. Foks'un Hikayesi: Foks, Atatürk'ün 1930'lu yıllarda sahiplendiği bir köpekti. Foks Atatürk'ün yanından hiç ayrılmazdı, sadece Atatürk'ün sadık dostu değil, aynı zamanda onunla birlikte birçok önemli tarihi anı paylaşan bir şahitti. Atatürk'ün Köşkü'nde ve Anıtkabir'de Foks'un heykeli bulunur ve onun sadakati ve dostluğu her zaman hatırlanır. Foks, Atatürk için sadece bir köpek değil, aynı zamanda bir arkadaştı. Onun sadakati ve sevgisi, Atatürk'ün insanlar arasındaki dayanışmayı ve sevgiyi simgeleyen değerlerini yansıtıyordu. Foks, Atatürk'ün hayvanlarla olan sevgisini ve hayvan haklarının önemini temsil eden bir sembol haline geldi. Cumhuriyet ve Hayvan Hakları: Cumhuriyetin temel ilkeleri, eşitlik, özgürlük ve demokrasi gibi insan haklarını savunurken, aynı zamanda hayvan haklarına da önem verir. 100 yıl önce kurulan Cumhuriyet, hayvanların korunmasını ve saygı görmesini teşvik etti. Atatürk'ün bu değerleri benimsemesi, Türkiye'de hayvan haklarının savunulmasına katkıda bulundu. Hayvanlara Saygı: Bugün, Türkiye'de hayvan haklarına saygı her zamankinden daha fazla vurgulanmaya çalışılıyor. Sokak hayvanlarının bakımı, hayvan istismarının önlenmesi ve hayvanların yaşama haklarının korunması, Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle uyumlu bir şekilde devam etmelidir. 100. yıl kutlamaları, hayvanlara saygının ve korumanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak için bizede fırsat verdi diyelim. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye'nin bağımsızlık ve demokrasi yolculuğunun bir hatırlatıcısıdır, Cumhuriyetin 100. yılını kutlarken, hayvanlarla olan ilişkimizi gözden geçirmek ve hayvan haklarına daha fazla duyarlılık göstermek için bir fırsat sunar. Atatürk'ün hayvan sevgisi, Cumhuriyet'in temel değerlerinden biri olmaya devam ediyor. 29 Ekim, Cumhuriyet'imizin 100. Yılı Kutlu Olsun. Unutmayalım ki, Cumhuriyet bize miras olmasının yanı sıra bir emanettir ve ona sahip çıkmalıyız!

Dünya Hayvanları Koruma Günü, her yıl 4 Ekim'de kutlanan uluslararası bir etkinliktir. Bu özel gün, dünya genelinde hayvan haklarına ve hayvanların korunmasına dikkat çekmek, insanları bilinçlendirmek ve hayvanlara olan saygıyı artırmak amacıyla düzenlenir. 4 Ekim, aynı zamanda Aziz Francis'in (Aziz Francis of Assisi) anma günüdür, ve Aziz Francis, hayvanların dostu olarak bilinir. Bu nedenle, bu tarih Dünya Hayvanları Koruma Günü olarak seçilmiştir. Dünya Hayvanları Koruma Günü'nün Amaçları Dünya Hayvanları Koruma Günü, aşağıdaki amaçları taşır: Hayvan Haklarına Dikkat Çekmek: Bu özel gün, hayvanların haklarına dikkat çekmek için bir fırsat sunar. Hayvanların yaşama hakkı, uygun yaşam koşulları ve kötü muameleye karşı korunma hakları vurgulanır. Hayvanların Korunmasını Teşvik Etmek: Dünya genelinde hayvan koruma kuruluşları, barınaklar ve gönüllüler, bu günde hayvanlara yardım etmek ve korumak için etkinlikler düzenlerler. Hayvanları koruma konusunda toplumu teşvik ederler. Eğitim ve Bilinçlendirme: 4 Ekim, insanlara hayvanların önemini anlatmak ve onları daha bilinçli bir şekilde davranmaya teşvik etmek için bir fırsattır. Seminerler, konferanslar ve okullarda etkinlikler düzenlenir. Hayvanlara Saygı: Dünya Hayvanları Koruma Günü, hayvanlara olan saygıyı vurgular. Hayvanların doğal yaşam alanlarına ve ihtiyaçlarına saygı gösterme, onları insanlar için yalnızca kaynaklar olarak değil, yaşamın bir parçası olarak görmeye teşvik eder. Hayvanları Koruma Sorumluluğu Dünya Hayvanları Koruma Günü, sadece bir günle sınırlı kalmamalıdır. Her birimiz, hayvanları koruma sorumluluğunu taşımalıyız. Bu, evcil hayvanlarımızın bakımı ve refahını sağlamak, vahşi yaşam alanlarını korumak ve hayvanların kötü muameleye uğramasına karşı çıkmak anlamına gelir. Hayvanları koruma çabalarına katkıda bulunmak için şunları yapabilirsiniz: Evsiz hayvanları koruyan yerel barınaklara veya hayvan koruma derneklerine bağış yapabilirsiniz. Evcil hayvanlarınızı iyi bir şekilde bakımını üstlenmek için gereken zamanı ve çabayı gösterin. Doğal yaşam alanlarını korumak ve vahşi yaşamı desteklemek için çevre bilinci yaratmaya çalışın. Hayvanlara kötü muameleye şahit olduğunuzda, bu durumu yerel yetkililere bildirin ve bu tür davranışlara karşı çıkın. Dünya Hayvanları Koruma Günü, hayvanlara olan sevgi ve saygımızı yıl boyunca sürdürmemiz için bir hatırlatıcıdır. Her birimiz, bu güzel dünyada bizimle paylaşan hayvanların korunmasına katkıda bulunabiliriz.

Yavru köpeklerin ısırma eğilimi oldukça yaygın bir davranıştır. Bu davranış köpeklerin, tıpkı yeni doğmuş bir bebek gibi, çevresini ve nesneleri keşfetmeye çalışırken, aynı zamanda sosyal becerilerini geliştirirken ortaya çıkar. Ancak, yavru köpeklerin aşırı ısırma eğilimi, hem insanlar hem de diğer hayvanlar için sorunlu olmakla birlikte alışkanlık edinebilirler. Bu makalede, yavru köpeklerde ısırma eğilimi hakkında nedenler, önlemler ve eğitim teknikleri hakkında bilgi verileceğiz. :) Neden Yavru Köpekler Isırır? Diş Kaşıma: Yavru köpekler, dişlerinin çıkmasını ve rahatlamasını sağlamak için çeşitli nesneleri ısırma eğilimindedirler. Bu sebeple evinizde ki bazı objeleri, eşyalarınızı ısırabilir. Bu onun yaramaz ve ifla olmaz bir köpek olduğunu göstermez. Oyun Davranışı: Yavru köpekler oyun sırasında ısırma davranışını sergileyebilirler. Bu, kardeşleri veya sahipleriyle oynarken görülür. Özellikle anneden ve kardeşlerinden erken ayrılmış yavrulardan bu daha fazla olabilir. Çünkü kardeşleriyle oyun sırasında ısırma, onlara aynı zamanda canı acıyınca durmayıda öğretir. Sosyalizasyon Eğitimi: Yavru köpekler, sosyal becerilerini geliştirmek için diğer köpeklerle veya insanlarla oynarken ısırma davranışını kullanabilirler. Yine bu davranış, yavrunuzu ilk dışarı çıkardığınızda diğer köpeklere karşı asosyal olduğunu göstermez, sadece biraz zamana ihtiyacı olduğunu gösterir. Dikkat Çekme: Yavru köpekler, ilgi çekmek veya dikkatinizi çekmek için ısırabilirler. Yavru Köpeklerde Isırma Eğilimini Kontrol Etmek İçin İpuçları Oyuncaklar Sunun: Yavru köpeğinize çiğneme ve oynama için uygun oyuncaklar sunun. Bu, diş kaşıma ihtiyacını karşılayabilir ve aşırı ısırma eğilimini azaltabilir. Sosyalizasyon: Yavru köpeğinizi farklı insanlarla ve diğer köpeklerle tanıştırın. İyi sosyalizasyon, ısırma davranışının kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Bu ilk zamanlar diğer yavru köpekler olabilir, eşit olduğunu bilmek köpeğinizi her zaman sakinleştirecektir. Büyük bir köpeğe karşı korku kazanabilir. Tutumlu Olun: Yavru köpeğiniz sizi ısırıyorsa, ani bir reaksiyon vermek, vurmak yerine sakin olun. Öfkenizi veya endişenizi ifade etmek yerine köpeğinizi yatıştırmaya çalışın. Göz teması kurmak ve ya ısırmaya çalıştığı anda hafif bi 'aaa' sesiyle canınızın acıdığını ona hissettirebilirsiniz. Eğitim: Temel itaat komutlarını öğrenmeye başlayın. Köpeğinize "otur" veya "bırak" gibi komutlar vererek ısırma davranışını kontrol altına almayı deneyin. Bunu ilk zamanlar daha yogunlukta yapacağınız için ödül maması çok fazla vermeniz gerekecek, bunun biraz önüne geçmek istiyorsanız, kuru mamasını tane tane vererekte eğitim vermeniz kolaylaşacaktır. Profesyonel Yardım: Yeterli zamanınız olmayabilir ve ya sabırlı davranamadığınızı düşünebilirsiniz, bu, yavru köpeğinizin ısırma davranışı kontrol altına almakta sizi zorlandırır. Böyle bir durumda bir köpek eğitmeninden yardım almayı lütfen ihmal etmeyin. UNUTMAYIN! Yavru köpeklerde ısırma eğilimi normal bir davranıştır, ancak kontrol altına alınması gerekir. Sabır, eğitim ve doğru yönlendirme ile yavru köpeğiniz bu davranışı zamanla öğrenir ve büyüdükçe daha iyi bir davranış sergiler. Bu makale, yavru köpeklerde ısırma eğilimini anlamak ve kontrol altına almak için kullanabileceğiniz bazı temel ipuçlarını sunmaktadır. Her yavru köpek farklıdır, bu nedenle sabırlı olmak ve köpeğinizin ihtiyaçlarına uygun bir eğitim planı oluşturmak önemlidir.

Birçok insan için evcil hayvanlar, aile üyeleri gibidir ve evlerinde hem kedi hem de köpek gibi farklı türlerden hayvanların bulunmasını isteyebilirler. Ancak, kedi ve köpeklerin aynı evde bir arada yaşayıp yaşayamayacakları konusu dikkatli bir şekilde ele alınması gereken bir meseledir. İşte bu konuda dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler: Kişilik ve Türe Özgü Davranışlar Kediler ve köpekler farklı türler olduğu için farklı davranış kalıplarına sahiptirler. Köpekler sosyal ve oyuncu olabilirken, kediler daha bağımsız ve rahatlatıcı olabilirler. Evdeki her iki türün de kişiliklerini anlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak önemlidir. Cinslerin huy özelliklerini iyi araştırdığınızdan emin olun. Sosyalizasyon Hem kedi hem de köpeğin erken yaşta sosyalleştirilmesi, diğer türle daha iyi geçinme olasılığını artırabilir. Küçük yaşlardan itibaren birlikte yaşamaya alışan hayvanlar, daha iyi bir denge sağlayabilirler. Tanıştırma Süreci Eğer zaten yetişkin bir kedi veya köpeğiniz varsa, yeni bir hayvanı evinize getirirken dikkatli bir tanıştırma süreci uygulamak önemlidir. Bu süreç, kokularını paylaşma, görsel temas kurma ve güven inşa etme açısından önemlidir. Sabırlı olmanızda fayda var çünkü bu süreç bir kaç gün, hafta olduğu gibi ayda olabilir. Uyum Sağlama Süreci Kedi ve köpeklerin birbirleriyle uyum sağlamaları zaman alabilir. İlk etapta gözetim altında bulundurmak, her iki hayvanın da birbirlerine alışmalarına yardımcı olabilir. Yavaş ve kontrollü bir şekilde ilerlemek uzun vadede daha iyi sonuçlar doğurabilir. Çalışan ebeveynlerseniz, ilk zamanlar ayrı odalarda bulundurmanızda fayda olabilir. Alan ve Kaynak Paylaşımı Kediler genellikle kendi alanlarına sahip olmayı severler. Her iki türün de kendi yatakları, tırmalama tahtaları veya oyuncakları için ayrı alanları olmalıdır. Ayrıca mama, su ve tuvalet gibi kaynaklar da ihtiyaca göre ayrılmalıdır. Eğitim ve Pozitif Takviye Hem kedi hem de köpekleri eğitmek ve istenmeyen davranışları engellemek önemlidir. Pozitif takviye yöntemleriyle, istenilen davranışlar ödüllendirilerek teşvik edilmelidir. Sonuç olarak, kedi ve köpeklerin aynı evde yaşayıp yaşayamayacakları, türlerin genel davranış özelliklerine, bireysel kişiliklerine ve evde uygulanan yöntemlere bağlıdır. Dikkatli bir planlama, sabır ve özenli bir yönetim ile kedi ve köpeklerin uyum içinde yaşamaları mümkündür. Eğer doğru şekilde yönetilirse, farklı türlerin bir arada olduğu bir ev mutlu ve sevgi dolu bir ortam oluşturabilir. Bol patili anılarınız olsun :)

Köpekler, sıcak havalara karşı insanlardan daha hassas olabilirler. Onlar için yüksek sıcaklıklar, ciddi sağlık sorunlarına ve hatta hayati tehlikelere neden olabilir. Bu nedenle, sıcak mevsimlerde köpeklerinizi doğru bir şekilde korumak ve onların refahını sağlamak için önlemler almanız gerekmektedir. İşte sıcak havalarda köpeklerinizi korumanıza yardımcı olacak bazı önemli ipuçları: Yeterli Su ve Gölge Sağlayın** Köpeklerin, vücut ısısını düzenlemek için serinlemeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle, evinizin veya bahçenizin dışında köpeğiniz için yeterli miktarda temiz suyun bulunduğundan ve gölge alanlarının mevcut olduğundan emin olun. Köpeğinizin serinleyebileceği bir yer sağlamak, onun aşırı ısınmasını önlemeye yardımcı olacaktır. Aynı zamanda gezintilerinizde yanınızda onun içinde uygun kap ve su bulundurun. Unutmayın yaz aylarında köpeğinizin su içmesi artacaktır! Asla Arabada Köpeğinizi Terk Etmeyin Araç içi sıcaklık, dışarıdaki hava sıcaklığının çok daha hızlı artmasına neden olabilir. Araç içi sıcaklık, sadece birkaç dakika içinde tehlikeli seviyelere ulaşabilir ve bu da köpeğinizin ısınmadan dolayı hayatını kaybetmesine yol açabilir. Arabada köpeğizi asla terk etmeyin ve onu yanınızda götürdüğünüzde, park ettiğiniz yerin güneşte olmadığından emin olun. Yürüyüş Saatlerini Ayarlayın Köpeklerinizi yürüyüşe çıkarmayı planlıyorsanız, sıcaklığın en düşük olduğu sabah erken saatler veya akşam geç saatler gibi daha serin zamanlarda yürümeye özen gösterin. Öğle saatlerinde yürüyüş yapmaktan kaçının, çünkü bu saatlerde asfalt veya kaldırımlar çok sıcak olabilir ve köpeğinizin patilerini yakabilir. Pati koruyucular ile patilerini koruyarak önleminizi arttırın. Serinletici Ürünler Kullanın Sıcak havalarda köpeklerinizi serin tutmak için serinletici ürünler kullanabilirsiniz. Örneğin, köpek yatağına soğuk su dolu bir şişe koyabilir veya ıslak bir havluyla onu ovuşturabilirsiniz. Aynı zamanda köpeğinizin serinlemesine yardımcı olacak özel serinletici cihazlar da mevcuttur. Tüy Bakımını Unutmayın Köpeklerin tüy bakımı, onların sıcak havalarda serinlemesine yardımcı olabilir. Uzun tüylü köpekleri, sık sık taramak ve tüylerini kısaltmak, vücut ısısının dengelenmesine yardımcı olabilir. Ancak, bazı köpek ırklarının tüyleri güneş yanığına karşı koruma sağladığı için, bu konuda veterinerinizle görüşmek önemlidir. Aşırı Egzersizden Kaçının Sıcak havalarda köpeğinizi aşırı egzersizden korumak da önemlidir. Sıcaklık, fiziksel aktiviteyle birleştiğinde, köpeklerde ısı stresi ve sıcak çarpması riski artar. Köpeğinizin enerjisini serin saatlerde kullanmasına özen gösterin ve aşırı sıcak havalarda yoğun egzersizden kaçının. Sıcak Çarpması Belirtilerini Tanıyın Sıcak çarpması, köpeklerde hayati tehlike arz eden bir durumdur. Sıcak çarpmasının belirtileri arasında aşırı nefes alma, hızlı nabız, halsizlik, kusma, titreme ve bilinç kaybı bulunur. Eğer köpeğinizde bu tür belirtiler görüyorsanız, hemen veteriner yardımı alın. Sıcak havalarda köpeklerinizi korumak için bu önemli ipuçlarını uygulayarak, onların sağlığını ve refahını en üst düzeyde tutabilirsiniz. Köpeğinizin sıcak hava koşullarına uygun bir şekilde korunması, mutlu ve sağlıklı arkadaşınızın keyifli bir yaz geçirmesine yardımcı olacaktır. Dostunuza ve kendinize iyi bakın

Bir köpek sahiplenmek, hayatınıza sevgi, sadakat ve mutluluk getiren harika bir deneyim olabilir. Ancak, doğru cins köpeği seçmek, uzun vadeli bir ilişki kurmanız açısından son derece önemlidir. Her köpek cinsi farklı özelliklere ve ihtiyaçlara sahiptir, bu nedenle yaşam tarzınızı ve aile koşullarınızı dikkate alarak en uygun cinsi seçmek önemlidir. İşte doğru cins köpek seçimi için dikkate almanız gereken bazı faktörler: Yaşam Tarzınız: Öncelikle, günlük yaşam tarzınızı değerlendirmek önemlidir. Aktif bir yaşam tarzınız varsa ve spor yapmayı seviyorsanız, enerjik ve egzersiz ihtiyacı olan bir cins seçmek sizin için uygun olabilir. Öte yandan, daha sakin bir yaşam tarzınız varsa, daha düşük enerjili ve daha az egzersiz ihtiyacı olan bir cins tercih etmek daha mantıklı olabilir. Aksi halde edindiğiniz yavrunuz enerjisini evin içinde atacak ve sizde onu yaramazlıkla suçlayacaksınız. Burada küçük ırk daha az enerjik büyük ırk daha fazla enerjik diye bir ayrım yapamayız. Boyut: Köpekler farklı boyutlarda olabilir, bu yüzden yaşam alanınızı ve evinizin büyüklüğünü dikkate almalısınız. Küçük bir dairede yaşıyorsanız, daha küçük bir cins köpek tercih etmek daha uygun olabilir. Geniş bir bahçeniz veya açık bir alana sahipseniz, daha büyük bir cins köpek düşünebilirsiniz. Edineceğiniz köpeğin boyutu, onu sosyal yaşamınızda nerede konumlandıracağınızla da ilgilidir. Örneğin, arabanız yok ama her an yanınızda olmasını istiyorsunuz, küçük ırk seçiminiz taşıma konusunda da size zorluk çıkarmayacaktır. Aile ve Çocuklar: Eğer ailede küçük çocuklar varsa, çocuklarla uyumlu ve sabırlı bir cins seçmek önemlidir. Bazı köpek ırkları çocuklarla daha iyi anlaşabilir ve onlara karşı daha toleranslı olabilir. Ayrıca, diğer evcil hayvanlarınız varsa, köpeğinizin bu hayvanlarla uyumlu olmasına da dikkat etmelisiniz. Bakım İhtiyaçları: Köpeklerin bakım gereksinimleri, cinsine göre farklılık gösterebilir. Bazı cinsler düşük bakım gerektirirken, bazıları daha fazla tüy döker veya düzenli tımar ihtiyacı duyar. Tüy dökme, banyo, tırnak kesimi gibi bakım gereksinimlerini göz önünde bulundurarak, sizin için en uygun bakım düzeyini tercih edebilirsiniz. Yetenek ve Eğitim: Bazı köpek ırkları daha kolay eğitilebilirken, diğerleri daha zorlu olabilir. Eğer yeni bir köpek sahibiyseniz, itaat eğitimine uygun bir cins seçmek daha iyi olabilir. Aynı zamanda, köpeğinizin zekası, enerjisi ve çalışma yetenekleri gibi faktörleri de göz önünde bulundurmalısınız. Zor köpek sevdiğinizi düşünüyorsanız; özellikle eğitim sırasında bolca birlikte zaman geçirebileceğinizden emin olun. Sağlık Durumu: Her cins köpeğin farklı genetik yatkınlıkları ve sağlık sorunları olabilir. Önceden bilinen sağlık sorunları olabilir. Bu yüzden sağlık bakımı gerektiren ırklar hakkında bilgi edinmek önemlidir. Bir veteriner ile görüşmek, potansiyel bir cinsin sağlık durumu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanıza yardımcı olabilir. Doğru cins köpek seçimi, köpekle uyumlu ve uzun vadeli bir ilişki kurmanızı sağlayacaktır. Ancak, unutmayın ki her köpek bireyseldir ve genel ırk özelliklerinden farklı davranışlara ve gereksinimlere sahip olabilir. Aynı doğumda dünyaya gelen tüm yavrular birbirinden farklıdır. Biri çok enerjikken diğeri çok sakindir. Yavrular arası seçiminiz bile bu hususta önemlidir. Ama ne olursa olsun, köpeğinize sevgi ve dikkatle yaklaşarak, onunla güçlü bir bağ kurabilir ve mutlu bir hayat sürebilirsiniz. Umarım bu yazı evinizin üyesini seçme konusunda size yardımcı olur. :)

Köpeklerin patileri, onların hareketliliği ve günlük aktiviteleri için son derece önemliyken mutluluklarını da doğrudan etkiler. Ancak patileri, dış etkenlere karşı hassas olabilir ve bakıma ihtiyaç duyabilir. İşte köpek pati bakımıyla ilgili bazı ipuçları, sağlıklı ve bakımlı patilerin korunmasına yardımcı olmak için öneriler: Düzenli Kontrol: Köpeğinizin patilerini düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. Onlar canı acıdığında size haber veremezler ama bazı davranışları gösterici olabilir.(yürüyüş, fazla yalama vb.) Patilerde kesikler, çatlaklar, yaralar veya şişlikler olup olmadığını düzenli kontrolle anlayabilirsiniz. Düzenli kontroller size herhangi bir oluşumda, zaman konusunda da yardımcı olacaktır (yürüyüşe çıkmadan önce/döndükten sonra). Ayrıca köpeğinizin düzenli veteriner kontrollerini ihmal etmeyin. Veteriner hekim, patileriyle ilgili herhangi bir sorunu tespit edebilir ve uygun tedavi önlemlerini alabilir. Pati Temizliği: Köpeklerin patileri, dışarıda yürüyüş yaparken toz, çamur ve diğer kirleticilere maruz kalır. Patilerini her yürüyüşten sonra temizlemeyi ihmal etmeyin. Bunun için ılık su ve saf bir şampuanı kullanabilirsiniz. Patileri iyice kuruladığınızdan emin olun, çünkü ıslak patiler mantar veya enfeksiyon riskini artırabilir. Nemlendirme ve Koruma: Patiler, kuru hava veya sıcak asfalt gibi dış etkenler nedeniyle kuruyabilir veya çatlayabilir. Bunun önüne geçmek için patileri nemlendirmek önemlidir. Özel köpek pati kremleri kullanabilirsiniz. Böylece patilerin nemini korur ve koruyucu bir bariyer oluşturabilirsiniz. Ayrıca kış aylarında soğuk hava ve bozuk yollardan kaynaklanan tahrişleri önlemek için köpeğinize pati koruyucu çoraplar veya botlar giydirebilirsiniz. Yürüyüş İçin Doğru Zemin Seçimi: Köpeğinizin genellikle yürüdüğü zemini gözlemleyin. Sert veya keskin yüzeyler, köpeğin patilerine zarar verebilir. Beton, kum veya sıcak asfalt gibi yüzeylerden kaçının. Köpeğinizin patilerini korumak için daha yumuşak ve düzgün yüzeyler tercih edin. Özellikle sıcak havalarda, asfaltın veya kaldırımın yüzey sıcaklığına dikkat edin, çünkü çok sıcak olabilir ve köpeğin patilerini yakabilir. Tırnak Bakımı: Köpeğinizin tırnaklarını düzenli olarak kesmek, pati sağlığını korumak için önemlidir. Uzun tırnaklar, köpeğin yürümesini zorlaştırabilir ve aşınmaya veya kırılmaya neden olabilir. Köpek tırnak makası veya tırnak törpüsü gibi tırnak kesme araçlarıyla dikkatlice tırnaklarını kesin.Ancak dikkatli olun ve tırnak damarına (kan damarına) zarar vermemeye özen gösterin. Eğer tırnak kesimi konusunda deneyiminiz yoksa, bir veterinerden yardım almanız en iyisidir. Beslenme ve Sağlık: Köpeğinizin sağlığı ve pati bakımı arasında bir bağlantı vardır. Dengeli bir beslenme, köpeğinizin cildinin ve tırnaklarının sağlıklı olmasına yardımcı olur. Köpek pati bakımı, köpeğinizin sağlığını ve refahını korumak için önemli bir adımdır. Düzenli olarak patileri kontrol etmek, temizlemek ve bakım yapmak, köpeğinizin rahat ve mutlu bir şekilde hareket etmesini sağlayacaktır. Umarım bu yazı, köpek pati bakımı hakkında size faydalı bilgiler sunmuştur. Mutlu köpekler, sağlıklı ve bakımlı patilerle dolu bir yaşam dilerim!

Aslında son zamanlarda kahramanlarımız diye nitelendirdiğimiz bir gruptan bahsedeceğiz. Biraz geç bahsetmek, ne kadar önemli olduklarını geç anlamamamız kadar üzücü bizim için (!) Türkiye iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığı bu günlerde (ilki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem) Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. Ve bizler arama kurtarma çalışmalarının önemini bu süreçte çok acı deneyimledik. Ülkemizde olan Afad gibi, başka ülkelerden de fazlaca arama kurtarma ekipleri yardımımıza koştu. (Romanya, Moldova, Hollanda, Almanya, Meksika, Portekiz, Malta, Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Estonya, Litvanya, Belarus, Rusya, İsveç, KKTC, Hırvatistan, Kosova, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Macaristan, Çekya, İzlanda) Hepsinin de yanında, keskin koku güçlerine sahip burunlarıyla patili dostlarımız vardı. Peki biraz onları tanıyalım mı? Herşeyden önce; Köpekgiller (Canidae) familyasına mensup; görünüş ve büyüklükleri farklı 400’den fazla ırkı olan, etçil, memeli bir hayvandır. Bozkurdun alt türlerinden biri olan köpek; tilki ve çakallarla da akrabadır.Dünyada ki yüzlerce köpek ırkı, çok çeşitli ve biçime sahiptir. Köpekler 39 çift kromozoma sahiptir. Tıpkı insanlardaki 23 çift kromozom gibi, köpeklerin de her biri kromozom çifti anneden ve babadan gelen birer kromozomdan oluşur. Köpekler de insanlar gibi beş duyuya sahiptir. Bunlardan en gelişmişi tabi ki koku alma duyusudur. Köpeklerin burun boşluğunda bizimkinden daha fazla olan, 100 milyondan fazla duyu reseptör bölgesi vardır, bu da insandaki 6 milyona kıyasla daha fazladır, köpek beyninin kokuları analiz etmeye ayrılan alanı, insan beyninin karşılaştırılabilir kısmından yaklaşık 40 kat daha büyüktür. Aslında, köpeklerin insanlardan 1.000 ila 10.000 kat daha iyi koku alabileceği tahmin ediliyor. Peki arama-kurtarma köpekleri insan hayatına nasıl girdi? 2. Dünya savaşında Almanlar tarafından hava bombardımanına maruz kalan Londra’da, evcil köpekler enkazlarda sahiplerini aramış, bulduklarında havlamaya başlamışlar. Böylelikle köpekler afetlerde ve olağan üstü durumlarda kullanılmak üzere hayatımıza girmişlerdir. Alman, Avusturyalı ve İsviçreli yardım organizasyonları tarafından 1991 tarihinde UN-INSARAG (Uluslararası Arama-Kurtarma Gurubu) kurulmuştur. INSARAG’a paralel olarak IRO (uluslararası AramaKurtarma köpekleri organizasyonu) kurulmuştur. IRO ile arama kurtarma köpeklerinin eğitim ve sınavlarının standartlaşması sağlanmıştır. 40 ülkeden 118 kuruluş IRO üyesi mevcut ama IRO ‘ya üye olma zorunluluğu yoktur. Türkiye’de bu görev AFAD tarafından yerine getirilir. Arama kurtarma ekiplerinin olmazsa olmaz üyesi bu dostlarımız ekibe nasıl katılıyor dersiniz? Tüm SAR köpekleri koku alma duyularına bağlı olsalar da, ya hava kokulu ya da takip eden köpekler olarak 2’ye ayrılmakta. Hava kokulu köpekler; kokuların geldiği yeri bulana kadar dağınık veya rüzgar kaynaklı aromaları takip eder. Kokunun kaynağını bulduklarında, bu SAR köpekleri havlayarak bakıcılarını çağırırlar. Şaşırtıcı bir şekilde, optimum koşulların altında olmasına rağmen, bu yetenekli köpekler, birkaç bloktan 150 dönümlük alana kadar değişen bir arama alanını kapsayabilir ve 300 mt uzakta bir koku kaynağını tespit edebildiği bilinmektedir. Hava kokulu SAR köpekleri genellikle Border Collie, Alman Çoban köpeği, Golden Retriever, Springer Spaniels veya Labrador Retriever gibi çoban veya spor yapan ırklardır. Takip eden köpekler; yeryüzünde ve bitkilerde kayıp bir kişinin geride bıraktığı belirli bir kokuyu takip eder. Kokuya o kadar odaklanırlar ki, dönüşleri doğru bir şekilde haritalayabilirler ve hatta kaybolan kişinin aldığı "çift geri dönüşleri" bile yapabilirler. Takip eden köpeklerin ayırt edici burunları, diğer insan kokularını ortadan kaldırabilir ve başarılı kurtarma görevlerinin önemli bir yönü olan "günün kokusuna" odaklanabilir. Örneğin; Bloodhounds. SAR (search and rescue) köpeği olmak için hangi eğitim gereklidir? Tabiki iyi bir burun yeterli değildir. Yetkin bir SAR köpeği, temel itaat becerilerinden başlayarak çok sayıda eğitime ihtiyaç duyar. Daha sonra SAR köpekleri, takipçilerini nasıl izleyeceklerini, sinyal vermeyi ve stresli durumlarda uygun şekilde davranmayı öğrenirler. Ayırca, görevlilerinin de eğitime ihtiyacı vardır. İşleyiciler genellikle kolluk kuvvetleri, itfaiye ve acil durum müdahale uzmanları olarak eğitilir. Yavru köpekler eğitime 8-10 haftalıkken başlar ve 1 veya 2 yaşlarında işe başlarlar. İş fiziksel olarak zorlu olduğundan, SAR köpekleri genellikle 5-10 yaşlarında emekli olurlar. Bu çalışkan patili dostlarımız, sonrasında genellikle bakıcılarıyla kalır ve çok hak ettikleri bir emekliliğin tadını çıkarırlar. Bloğu bitirmeden önce es geçmememiz gereken önemli konumuza gelelim! Minnet borcumuz olan Proteo! Türkiye’de ki afette enkaz altında kalanları kurtarmak için seferber olan ülkelerden biri olan Meksika, ekip üyesini kaybetti. Meksikalı arama kurtarma ekibinden köpek dostumuz Proteo, yaşamını yitirdi.

1. Eve Geldiğinizde Sizi Karşılıyorsa Evinize her döndüğünüzde hazır bir şekilde kapı önünde bekleyen sevgi dolu bakışlarını size dikmiş birini bulduysanız tebrikler sevildiniz! heyecandan çılgına dönmüş hatta bazen de çişini yapmış olabilir, bunun için ona kızmayın, bazı köpekler için bu sevgi göstergesi bile olabilir. Sadece Sabırlı olup onu sevin. Sizi karşılarken köpeklerin kuyruk sallaması, zıplaması ve hatta oyuncaklarını getirmeleri onun sizi sevdiğinin en bariz göstergelerindendir. 2. Yatak Odanızda Sizinle Uyuması Köpeğinizin yatakta sizinle yatmak istemesi sevgilerini göstermenin en teslimiyetçi halleri arasında yer alır. Bunu unutmayın, çünkü uyurken en savunmasız hallerini size teslim ettiğinin göstergesidir. Bu sebeple geceleri sizden uzak duramayan bir dostunuz varsa, oldukça şanslısınız ve yeterince seviliyorsunuz. 3. Temas Kurma ve Ağırlığını Size Verme İsteği Tıpkı göz teması kurmak ve kurulan göz temasını sürdürmek gibi güven ve sevgiye dayanan bir diğer davranış da dostlarınızın size yaslanmasıdır. Sizinle temas etmeye çalışmaları kendilerini tamamen rahat ve güvende hissettikleri anlamına gelir. Korktuklarında ya da endişelendiklerinde de benzer bir davranış sergilemeleri mümkündür, bu noktada da size "beni koru" mesajını veriyor olurlar. Yapılan araştırmalar sonucunda köpekler ve sahipleri arasındaki ilişkinin bebek ve ebeveyn arasındaki iletişimle benzer olduğunu göstermektedir. 4. Eşyalarınızı Yanında Tutması- En sevdiği oyuncağı Sizinle Paylaşması Dostunuz sizin kokunuzu barındıran herhangi bir eşyayı yanında tutuyorsa (ayakkabınız, terliğiniz, tişörtünüz, vb.) Tebrikler! Seviliyorsunuz.. Köpekler, sadakat duydukları canlılardan ayrı kalmak istemezler, bu sebeple kokularını hissetmek onlara güven verir. Bu davranışı yaygın bir şekilde sergilemeleri onların doğasında vardır. Tıpkı; en sevdiği oyuncağı size getirmesi gibi. Kuyruklarını sallayarak en sevdiği oyuncakla gelmeleri düşünülenin aksine her zaman oyuna davet niteliği taşımaz. Köpekler çok sevdikleri kişilerle en sevdikleri oyuncakları paylaşmayı isterler, bu davranışla karşılaşıyorsanız büyük bir sevgi gösterisi ile karşı karşıya geldiğinizi ifade edebiliriz.